19 Haziran 2013 Çarşamba

Yemek Konulu Filmler

Julie & Julia

İki gerçek hikayeden yola çıkan film, farklı zaman dilimlerinde yaşayan ve kendi zaman dilimlerinde benzer mücadeleler vermiş olan iki kadının hikayesini merkez alıyor. Zaman ve mekan olarak ayrı olsalar da hayatları iç içe geçen bu iki kadın, bizlere tutku ve cesaretle herşeyin başarılabileceğini gösteriyor. Başrollerinde sinemanın yaşayan efsanelerinden Meryl Streep ve başarılı oyuncu Amy Adams'ın yer aldığı filmde komedi, dram, romantizm gibi farklı türler bir arada kullanılmış...






Aşk Tarifi - No Reservations

Baş aşçı Kate Armstrong (CATHERINE ZETA-JONES) hayatını, Manhattan’daki 22 Bleecker Restaurant’ı yönettiği gibi yönetmektedir: Çevresindeki herkesi hem etkileyen hem ürküten hata kabul etmez bir yoğunlukla. Kate çılgın tempolu her öğünde nefes kesici bir ustalıkla tüm gücünü ortaya koyarak, yüzlerce yemeği koordine eder, leziz soslar hazırlar, her bir yemeği mutlak bir mükemmellikle pişirir ve süsler. Perde arkasında daha rahat olan Kate mutfağının güvenli ortamından sadece kendisine mâl olmuş bir yemekle ilgili iltifatları kabul etmek, ya da nadiren, onun tekniğini sorgulamaya cüret eden bir müşteriyle kapışmak için çıkar. Kate, işten sonra, çoğu akşam gece yarısı bile olmadan yatar ve şafakla birlikte kalkarak o günün taze yemeklerinde kullanılacak balıklar için rakiplerini alt etmek üzere balık pazarına gider. Kate’in mükemmeliyetçi mizacı, ekibine katılan, neşeli ve vurdumduymaz yeni aşçı yardımcısı Nick Palmer (AARON ECKHART) tarafından sınanacaktır.

Çikolata - Chocolat

Ufak bir Fransız köyündeki gündelik yaşam, buraya yeni taşınan gizemli bir genç kadın ve kızı sayesinde bir anda değişiverir. Oldukça kasvetli ve monoton günler geçiren kasaba halkı, anne-kızın birlikte açtıkları son derece sevimli çikolata dükkanı sayesinde, farkında olmadıkları bambaşka bir hayatla tanışırlar. Zevkin, eğlencenin, neşenin,umudun ve en önemlisi çikolatanın olduğu bir hayattır bu.Lakin kasabadaki bu değişimden memnun olmayan insanlar da vardır. Bunların en başında, ahlak bekçiliği yaparak kasabada dilediği gibi bir ortam yaratan belediye başkanı gelmektedir. Ama birbirinden lezzetli çikolataların karşısında durmak, o kadar da kolay değildir...Jonny Depp ve Juliette Binoche hayranları ekran başına.Ve izlerken yanınızda bir kutu çikolata bulunsun, yoksa canınız çok çekecek.

Ratatuy - Ratatouille

Ramy adındaki bir fare, ailesinin tüm istemeyişi ve bir fare olarak yapılması imkansız olmasına rağmen, büyük bir Fransız aşçı olma hayalleri kuruyor. Kader Remy’yi Paris’in kanalizasyonlarına attığında, Remy kendini, yemek pişirme üstadı Auguste Gusteau sayesinde ünlenmiş bir restoranın altında buluyor. Eşsiz bir Fransız restoranının mutfağındaki hoşlanılmayan ve hatta kesinlikle istenmeyen bir misafir olmanın getirdiği tehlikelere rağmen, Remy’nin aşçı olma arzusu; tüm olayları alevlendirerek Paris’in yemek dünyasını tepe taklak eden inanılmaz bir üstünlük mücadelesi başlatır.



Charlie’nin Çikolata Fabrikası - Charlie and the Chocolate Factory

Charlie ailesi ile zor bir şekilde geçinen fakir bir çocuktur. Tüm dünya ve Charlie, çikolata fabrikasıyla zengin olmuş Willy Wonka'nın esrarengiz ve yıllardır kapalı olan fabrikasını merak etmektedir. Ama bir gün Willy Wonka 5 çikolata ambalajının altına altın bilet saklamıştır. Altın biletleri bulan 5 çocuk fabrikaya girme hakkına sahip olacak ve içlerinden biri hayallerinin ötesinde bir dünyaya kavuşacaktır. Ve Charlie ise çikolata alamayacak kadar fakir olmalarına rağmen o fabrikaya girmek için elinden geleni yapacaktır.




VATEL

François Vatel, maddi açıdan zor duruma düşmüş/ mağrur ve artık yaşlanmakta olan Condé Prensi'nin sadık ve emektar bir hizmetkarıdır. Prens, Kral XIV. Louis'nin teveccühünü kazanıp, Hollanda'lılara karşı düzenlenen askeri kampanyaya katılmak üzere gerekli emri vermesini ve böylece kazanç sağlamayı ümit etmektedir. Kraldan başka kimseye boyun eğmeyen Condé prensi, bu kez, kendini ve şatosunun geleceğini Vatel'e emanet etmek zorundadır. Vatel'e düşen zorlu görev, Chantilly Şatosu'nda Saray eşrafını ağırlamaktır. Üç gün ve üç gece sürecek olan şenliklerin en basit anlatımla baş döndürücü olması gerekmektedir. Vatel, bu zorlu görevinin altından başarıyla kalkmak için, her yaştan bir hizmetçiler ordusu ile gece gündüz demeden kralı şşaşırtacak, etkileyecek ve memnun edecek şeyler tasarlamaya çalışır. Olağanüstü seçkin bir menünün yanı sıra, kralın çok düşkün olduğu sanatsal gösteriler içeren bir şenlik düzenler. Bu kargaşanın ortasında Vatel, Lauzun ile bizzat kral ve kraliçe tarafından himaye edilen Anne de Montausier'nin cazibesine kapılır. Anne, basit bir aileden gelmesine karşın düzenlediği törenlerle büyük bir üne sahip ve kocaman bir yüreği ve inancı olan Vatel'le birlikte olur. Şenliklerin sonuna doğru yaratılmış olan neşeli ortama bakıldığında arzu edilen başarı yakın gibidir. Ama üçüncü günün akşamı yemekte sunulacak olan balığın gelmemesi üzerine ortalık karışır.


BÜYÜK TIKINMA

Hayatlarından bezmiş dört burjuva, hafta sonunda bir eve kapanıp kendilerini sefahate vermeye, sürekli yiyip içerek seks yapmaya ve böylece tuhaf bir intiharı gerçekleştirmeye çalışırlar.
Sinema tarihinin en büyük skandallerinden birini yaratan ve 1973 Cannes festivalinde ıslıklarla karşılanarak ortalığı birbirine katan ünlü film. Galadan çıkarken şık bir hanımefendinin, filmde kendi kusmukları içinde boğulan Michel Piccoli’ye yaklaşarak “Ah Michel, bunu nasıl yapabildin?” diye bağırması hala hatırlanıyor!...Hep tartışmalı ve belalı konuları işleyen İtalyan yönetmeni Marco Ferreri’nin filmi, tüm kabalığının ardında, aslında o yıllarda gemi azıya alan tüketim toplumlarını ve obur tüketim iştahını taşlıyordu. Görkemli bir kadro filme ağırlığını koyarken, yemek olayının yalnızca keyif değil, bir intihar biçimi de olabileceği saptaması ilginç sayılabilir. Oburlar, dikkat!...

ŞARKÜTERİ

Savaş sonrası Fransa'da bir apartmanda geçiyor hikaye. İnsanların korkudan kapıdan dışarı adım atmaya korktuğu bir zamanda, yiyecek, çok az ve değerlidir. İnsan eti en değerli yiyecektir. Eski bir sirk soytarısı olan Louison, apartmanın yeni kiracısı plarak taşınır. Alt kattaki kasap başta olmak üzere herkesin gözü Louison üzerindedir. Louison ise kasabın güzel kızı Julie'ye aşık olmuştur. Julie diğer kiracıların başına gelen makus kaderden Louison'u korumaya çalışmaktadır.






BİR TUTAM BAHARAT

Yemek uzmanı ve akıl hocası olan büyükbabası, Fanis'e hem yemekleri hem de hayatı tatlandırmak için onlara biraz tuz ve Bir Tutam Baharat katmak gerektiğini öğretir. Büyüyüp dört dörtlük bir aşçı olan Fanis, yemek yapma becerisini çevresindeki insanların hayatına tat katmak için kullanır. 35 yıl sonra Atina'dan ayrılır ve büyükbabası ve ilk aşkıyla tekrar bir araya gelebilmek için doğduğu yer olan İstanbul'a döner; ancak bu geri dönüş, kendi hayatına biraz baharat katmamış olduğunu hatırlatacaktır.

BABETTE’İN ŞÖLENİ

Paris’te Café Anglais adlı büyük bir restoranın tanınmış mutfak şefi Babette, 1871 yılında politik nedenlerden dolayı Fransa’dan kaçarak Danimarka’ya sığınır. Ve küçük bir kasabada yaşayan bir din adamının iki kızına hizmetçilik yaparak hayatını sürdürür. Çorak, soğuk köyde malzeme kıt, yemekler basit ve lezzetsizdir. Babette her yıl bir piyango bileti almaktadır ve yıllar sonra talih kuşu başına konar, büyük ikramiyeyi kazanır. Ve tüm parasını, bir gece 12 kişi için hazırladığı büyük ziyafete harcayarak, Fransız mutfağının tüm inceliklerini taşıyan muhteşem bir şölen hazırlar.






ETİ SENİN, KEMİĞİ BENİM (L’Aile ou la Cuisse)

Ünlü gurme Charles Duchemin, 60’lı yaşlardadır. Gizlice ziyaret ettiği restoranlara, kendi adını taşıyan dünya çapında tanınmış rehberinde yıldız vermektedir. Emekli olup yerine oğlunu yetiştirmeyi planlar. Ancak oğlu Gérard, babasından gizli sirkte palyaçoluk yapmayı tercih eder. Duchemin ile hazır yemek dünyasının kralı Tricatel, bir televizyon programında karşı karşıya gelecektir.
Yemek sanatı üzerine yapılagelmiş filmlerin en komiklerinden biri. Özellikle Fransa’dan gelmesi çok anlamlı, çünkü bu ülke bilindiği gibi, başta Michelin dünya çapındaki lokanta kılavuzlarıyla ünlüdür. Film bir yandan Fransa gibi bir ülkede bile gemi azıya alan ‘fast food’ düşkünlüğünü, öte yandan yine Fransızların yemeğe adeta kutsal birşey gibi yaklaşmasını anlatıyor.


BELLA MARTHA

Martha, şık bir restoranın hırslı başaşçısıdır. Hayatında işinden ve yemeklerden başka hiçbir şeye ve hiç kimseye yer yoktur. Ta ki bir gün trafik kazasında hayatını kaybeden kız kardeşinin sekiz yaşındaki kızı kapısında belirene kadar... Martha işindeki başarısından ödün vermeden inatçı yeğenini yetiştirmeye çalışırken, bir “felaket” daha olur. Çalıştığı restorana yeni bir aşçı alınır. Bu aşçı, hayatı seven, özgür ruhlu Mario’dur ve ilk andan itibaren Martha niyetlerinden büyük kuşkular duyar… Ama vakit ilerledikçe Martha, Mario’nun elinde onun sahip olmadığı bir tarif olduğunu görecektir. Hayatı gerçekten yaşamanın tarifi..



BIG NIGHT

Film, restoran açmak için Amerika'ya göç etmiş olan Primo ve Secondo isimli kardeşlerin batmak üzere olan restoranlarını kurtarmak için son şansları olan büyük bir geceye hazırlıklarını anlatıyor.










Like Water For Chocolate

Anne karnındayken bile soğan kokusundan etkilenerek ağlayan Tita'nın ve ablasının evlendiği Pedro'ya olan aşkının, yemek tarifleri ve mutfak öyküleri arasında anlatılan öyküsü. 1989 yılında Meksikalı yazar Laura Esquivel tarafından yazılan romandan uyarlanmış.









TAMPOPO

Film, tır şoförü Goro’nun dul aşçısı Tampopo’ya mükemmel bir fast-food dükkanı kurabilmesi için yardım etmesini anlatıyor. Filmin içinde yine Uzakdoğu yemek kültürüne dair başka ufak hikayeler de var.










Tortilla Çorbası

Bir gurme şefi ve üç güzel kızı hakkındaki bu hayat dolu komedide Hector Elizondo muhteşem ve Raquel Welch pırıl pırıl. Kahkahalar ve romantizmle dolu Tortilla Soup'da şef Martin (Elizondo) işini çok sevmektedir. Nefis ana yemeklerden leziz tatlılara kadar her yaratımını, usta bir sanatçının yeteneği ve tutkusu ile ortaya çıkartmaktadır. Martin yemek masasında olmaktan çok mutfakta olmayı tercih etmektedir, fakat yeni komşusu komşusu (Welch) onun yemeklerinden fazlasına göz koyduğunda, ve üç tatlı kızı da yemek saatlerinde ona sürprizler yaptığında, hayatına yepyeni renkler katılmaya başlar!


YIN SHI NAN NU(Eat Drink Man Woman)

Üç yetişkin kızı ile beraber Taipei’de yaşamakta olan Chu, pazar günlerini ailesi için lezzetli yemekler hazırlayarak geçirir. Aile, her pazar akşamı Chu’nun geleneksel Çin mutfağının en güzel örnekleri ile donattığı sofranın başında toplanır. Birbirinden oldukça farklı hayatlar yaşamakta olan dörtlü, aslında hayata karşı genel bir isteksizlikle boğuşmaktadır. Bu isteksizlik onların yedikleri lezzetli yemeklerden tat almalarını da engeller. Eski bir aşçı olan Chu’nun en büyük kızı Jia-Jen, kendini Hıristiyanlığa adamış bir kimya öğretmenidir. Ortanca kızı Jia-Chien bir hava yolu şirketinde yöneticilik yapmakta ve Jia-Jen’e kıyasla oldukça dışa dönük, özgür bir hayat yaşamaktadır. Chu’nun küçük kızı Jia-Ning ise bir hamburgercide çalışarak, geleneksel Çin mutfağına bağlılığıyla dikkat çeken babası ile belirgin bir zıtlık oluşturmaktadır. Chu yaptığı yemeklerle ailesini bir arada tutmaya çalışsa da, kızlarının tek isteği kendi kişisel dünyalarına gömülmek ve evden uzaklaşmaktır. Ancak hayatlarında yaşanacak hiç beklenmedik değişiklikler, aile bireylerini kendi küçük dünyalarını terk etmeye ve birbirleriyle iletişim kurmaya zorlayacaktır.


Film izlemeyi çok seviyorum, blog olarak ta açtım ama yazmak için o kadar az vaktim var ki.Çok film izledim, izliyorum.Yemek köşemde nelerden bahsedeyim derken izlediğim yemek konulu filmler aklıma geldi. Bahsettiğim filmlerin çoğunu izledim ama izlemediklerimde çokmuş, kendim içinde faydalı bir bölüm oldu, umarım sizlerde yararlı bulursunuz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder