21 Haziran 2013 Cuma

Ispanaklı Börek


Hamur Malzemeleri:
  • 1kilo un 
  • 1paket maya(yaş, kuru farketmez)
  • 1tatlı kaşığı tuz
  • Su (ılık)

İç Malzemesi:
  • 1kilo ıspanak
  • 1yemek kaşığı biber salçası
  • 1yemek kaşığı pul biber 
  • 2yemek kaşığı domates salçası
  • 1yemek kaşığı kuru nane
  • 1domates
  • 2yeşil biber
  • 1büyük soğan
  • 4 yemek kaşığı sıvıyağ
  • Tuz
Yapılışı:

  1. Hamuru yoğurun kulak memesi kıvamından biraz daha yumuşak olabilir.
  2. Hamurun üzerini streçle kapatın, üzerine bir de örtü serin.
  3. Mayalanmasını, kabarmasını bekleyin.
  4. Ispanakları çok iyi yıkayın.
  5. Ispanakları incecik kıyın
  6.  Soğanları kıyın ve ıspanaklar ilave edip, bir tatlı kaşığı tuz ilave edip ovun.
  7. Ovulan malzemenin suyunu avucunuzla sıkıp başka derin bir kaba alın.
  8. Biber, domates küçük parçalar halinde kesip ilave edin.
  9. Diğer malzemeleri katıp karıştırın. Tuzunu tadına bakarak ayarlayın, mutlaka.
Kışın domates ve biber ilave etmezsiniz.
Hamur iki tepsiliktir. Sadece bir tepsi yapacaksanız, hamurun kalanını poşetleyip buzlukta saklayabilir sonra değerlendirebilirsiniz.Tabi iç malzemeyi de yarıya indirin.
Not: Ekmek aldığınız fırın hamur satıyorsa iki ekmeklik hamur sizin işinizi görür. size sadece onları kabaca açıp malzemeleri koymak kalıyor.
  • Tepsilerin altını sıvıyağ ile yağlayın.
  • Hamuru 4 eşit parçaya bölün.
  • Elinizle biraz açtıktan sonra oklava, merdane artık hangisini kullanıyorsanız açın.Yamuk olması sizi üzmesin sorun değil çünkü mayalı bir hamur olduğu için tepsiye yerleştirince çekerek açık kısımları kapatabilirsiniz.
  • ilk hamuru yerleştirince malzemenin yarısını ilave edin ve eşit şekilde hamurun her yanına yayın.
  • İkinci hamuru biraz daha özenerek açarsanız güzel olur, olmazsa da sorun etmeyin çünkü lezzeti kusurları kapatır.
  • 170 Derece ısıtılmış fırında üstü ve altı kızarana kadar pişirin.
  • Börek piştikten sonra fırından çıkartın ve soğumasına yakın dilimleyin.
  • İsterseniz fırına koymadan üzerine yumurta, sıvıyağ sürebilirsiniz size kalmış.
  • Fırına koymadan önce dilimlemeyin! Çünkü dilimler çok şekilsiz oluyor ve börek taş gibi sert oluyor.Dilimlenden pişince çıkarıldıktan sonra çok sert gibi olan börek buharıyla yumuşuyor.
  • Bu şekilde yaparsanız böreğinizin kenarları çıtır çıtır kendi yumuşak olur.
  • Afiyet olsun.

Ratatuy - Ratatouille



Ne dediğini anlamıyorum ama yemek 10 numara görüntü beni cezbetti sizlerle de paylaşmak istedim.İzledikten sonra baharatları kestiremesem de bir denemeyi istiyorum.Üstünde kabak patlıcan domates birde beyaz bir sebze var.Altına salçalı, közlenmiş biberli, sarımsaklı bir sos diyorum....Hanımlar yaratıcıdır, eminim uyumlu tatlarla harikalar yaratırsınız.Ama süper misafir yemeği olur.Yemeğin filmi bilem var.Sevgimizi de katıp Ratatuy pişirelim. Kolay gelsin yapanlara ayrıca afiyetler olsun.

Haşlanmış Yumurta Soyma Tekniği

Haşlanmış Patates Hiç Bu Kadar Kolay Soyulmadı

Yumurtanın Sarısını Ayırmanın Kolay Yolu

Nar Nasıl Ayıklanır?



    Boşu boşuna nar ayıklayıcılarına para vermeyin bende vardı bir işe yaramadı.Kasesini kullanıyorum. Bir öğrenci arkadaşımızın videosu kışn izlemiştim. Ben denedim valla dediği gibi tüm narlar dökülüverdi. Çok kısa sürede ayıklıyorsunuz. Normalde nar kesimini enine ikiye kesip yapılır işe yaramıyor. Bu dikine kesim işe yaradı, bu gün bilgisayarda tesadüf görünce paylaşmak istedim.


Böyle Meyve Salatası Görmediniz

19 Haziran 2013 Çarşamba

Yemek Konulu Filmler

Julie & Julia

İki gerçek hikayeden yola çıkan film, farklı zaman dilimlerinde yaşayan ve kendi zaman dilimlerinde benzer mücadeleler vermiş olan iki kadının hikayesini merkez alıyor. Zaman ve mekan olarak ayrı olsalar da hayatları iç içe geçen bu iki kadın, bizlere tutku ve cesaretle herşeyin başarılabileceğini gösteriyor. Başrollerinde sinemanın yaşayan efsanelerinden Meryl Streep ve başarılı oyuncu Amy Adams'ın yer aldığı filmde komedi, dram, romantizm gibi farklı türler bir arada kullanılmış...






Aşk Tarifi - No Reservations

Baş aşçı Kate Armstrong (CATHERINE ZETA-JONES) hayatını, Manhattan’daki 22 Bleecker Restaurant’ı yönettiği gibi yönetmektedir: Çevresindeki herkesi hem etkileyen hem ürküten hata kabul etmez bir yoğunlukla. Kate çılgın tempolu her öğünde nefes kesici bir ustalıkla tüm gücünü ortaya koyarak, yüzlerce yemeği koordine eder, leziz soslar hazırlar, her bir yemeği mutlak bir mükemmellikle pişirir ve süsler. Perde arkasında daha rahat olan Kate mutfağının güvenli ortamından sadece kendisine mâl olmuş bir yemekle ilgili iltifatları kabul etmek, ya da nadiren, onun tekniğini sorgulamaya cüret eden bir müşteriyle kapışmak için çıkar. Kate, işten sonra, çoğu akşam gece yarısı bile olmadan yatar ve şafakla birlikte kalkarak o günün taze yemeklerinde kullanılacak balıklar için rakiplerini alt etmek üzere balık pazarına gider. Kate’in mükemmeliyetçi mizacı, ekibine katılan, neşeli ve vurdumduymaz yeni aşçı yardımcısı Nick Palmer (AARON ECKHART) tarafından sınanacaktır.

Çikolata - Chocolat

Ufak bir Fransız köyündeki gündelik yaşam, buraya yeni taşınan gizemli bir genç kadın ve kızı sayesinde bir anda değişiverir. Oldukça kasvetli ve monoton günler geçiren kasaba halkı, anne-kızın birlikte açtıkları son derece sevimli çikolata dükkanı sayesinde, farkında olmadıkları bambaşka bir hayatla tanışırlar. Zevkin, eğlencenin, neşenin,umudun ve en önemlisi çikolatanın olduğu bir hayattır bu.Lakin kasabadaki bu değişimden memnun olmayan insanlar da vardır. Bunların en başında, ahlak bekçiliği yaparak kasabada dilediği gibi bir ortam yaratan belediye başkanı gelmektedir. Ama birbirinden lezzetli çikolataların karşısında durmak, o kadar da kolay değildir...Jonny Depp ve Juliette Binoche hayranları ekran başına.Ve izlerken yanınızda bir kutu çikolata bulunsun, yoksa canınız çok çekecek.

Ratatuy - Ratatouille

Ramy adındaki bir fare, ailesinin tüm istemeyişi ve bir fare olarak yapılması imkansız olmasına rağmen, büyük bir Fransız aşçı olma hayalleri kuruyor. Kader Remy’yi Paris’in kanalizasyonlarına attığında, Remy kendini, yemek pişirme üstadı Auguste Gusteau sayesinde ünlenmiş bir restoranın altında buluyor. Eşsiz bir Fransız restoranının mutfağındaki hoşlanılmayan ve hatta kesinlikle istenmeyen bir misafir olmanın getirdiği tehlikelere rağmen, Remy’nin aşçı olma arzusu; tüm olayları alevlendirerek Paris’in yemek dünyasını tepe taklak eden inanılmaz bir üstünlük mücadelesi başlatır.



Charlie’nin Çikolata Fabrikası - Charlie and the Chocolate Factory

Charlie ailesi ile zor bir şekilde geçinen fakir bir çocuktur. Tüm dünya ve Charlie, çikolata fabrikasıyla zengin olmuş Willy Wonka'nın esrarengiz ve yıllardır kapalı olan fabrikasını merak etmektedir. Ama bir gün Willy Wonka 5 çikolata ambalajının altına altın bilet saklamıştır. Altın biletleri bulan 5 çocuk fabrikaya girme hakkına sahip olacak ve içlerinden biri hayallerinin ötesinde bir dünyaya kavuşacaktır. Ve Charlie ise çikolata alamayacak kadar fakir olmalarına rağmen o fabrikaya girmek için elinden geleni yapacaktır.




VATEL

François Vatel, maddi açıdan zor duruma düşmüş/ mağrur ve artık yaşlanmakta olan Condé Prensi'nin sadık ve emektar bir hizmetkarıdır. Prens, Kral XIV. Louis'nin teveccühünü kazanıp, Hollanda'lılara karşı düzenlenen askeri kampanyaya katılmak üzere gerekli emri vermesini ve böylece kazanç sağlamayı ümit etmektedir. Kraldan başka kimseye boyun eğmeyen Condé prensi, bu kez, kendini ve şatosunun geleceğini Vatel'e emanet etmek zorundadır. Vatel'e düşen zorlu görev, Chantilly Şatosu'nda Saray eşrafını ağırlamaktır. Üç gün ve üç gece sürecek olan şenliklerin en basit anlatımla baş döndürücü olması gerekmektedir. Vatel, bu zorlu görevinin altından başarıyla kalkmak için, her yaştan bir hizmetçiler ordusu ile gece gündüz demeden kralı şşaşırtacak, etkileyecek ve memnun edecek şeyler tasarlamaya çalışır. Olağanüstü seçkin bir menünün yanı sıra, kralın çok düşkün olduğu sanatsal gösteriler içeren bir şenlik düzenler. Bu kargaşanın ortasında Vatel, Lauzun ile bizzat kral ve kraliçe tarafından himaye edilen Anne de Montausier'nin cazibesine kapılır. Anne, basit bir aileden gelmesine karşın düzenlediği törenlerle büyük bir üne sahip ve kocaman bir yüreği ve inancı olan Vatel'le birlikte olur. Şenliklerin sonuna doğru yaratılmış olan neşeli ortama bakıldığında arzu edilen başarı yakın gibidir. Ama üçüncü günün akşamı yemekte sunulacak olan balığın gelmemesi üzerine ortalık karışır.


BÜYÜK TIKINMA

Hayatlarından bezmiş dört burjuva, hafta sonunda bir eve kapanıp kendilerini sefahate vermeye, sürekli yiyip içerek seks yapmaya ve böylece tuhaf bir intiharı gerçekleştirmeye çalışırlar.
Sinema tarihinin en büyük skandallerinden birini yaratan ve 1973 Cannes festivalinde ıslıklarla karşılanarak ortalığı birbirine katan ünlü film. Galadan çıkarken şık bir hanımefendinin, filmde kendi kusmukları içinde boğulan Michel Piccoli’ye yaklaşarak “Ah Michel, bunu nasıl yapabildin?” diye bağırması hala hatırlanıyor!...Hep tartışmalı ve belalı konuları işleyen İtalyan yönetmeni Marco Ferreri’nin filmi, tüm kabalığının ardında, aslında o yıllarda gemi azıya alan tüketim toplumlarını ve obur tüketim iştahını taşlıyordu. Görkemli bir kadro filme ağırlığını koyarken, yemek olayının yalnızca keyif değil, bir intihar biçimi de olabileceği saptaması ilginç sayılabilir. Oburlar, dikkat!...

ŞARKÜTERİ

Savaş sonrası Fransa'da bir apartmanda geçiyor hikaye. İnsanların korkudan kapıdan dışarı adım atmaya korktuğu bir zamanda, yiyecek, çok az ve değerlidir. İnsan eti en değerli yiyecektir. Eski bir sirk soytarısı olan Louison, apartmanın yeni kiracısı plarak taşınır. Alt kattaki kasap başta olmak üzere herkesin gözü Louison üzerindedir. Louison ise kasabın güzel kızı Julie'ye aşık olmuştur. Julie diğer kiracıların başına gelen makus kaderden Louison'u korumaya çalışmaktadır.






BİR TUTAM BAHARAT

Yemek uzmanı ve akıl hocası olan büyükbabası, Fanis'e hem yemekleri hem de hayatı tatlandırmak için onlara biraz tuz ve Bir Tutam Baharat katmak gerektiğini öğretir. Büyüyüp dört dörtlük bir aşçı olan Fanis, yemek yapma becerisini çevresindeki insanların hayatına tat katmak için kullanır. 35 yıl sonra Atina'dan ayrılır ve büyükbabası ve ilk aşkıyla tekrar bir araya gelebilmek için doğduğu yer olan İstanbul'a döner; ancak bu geri dönüş, kendi hayatına biraz baharat katmamış olduğunu hatırlatacaktır.

BABETTE’İN ŞÖLENİ

Paris’te Café Anglais adlı büyük bir restoranın tanınmış mutfak şefi Babette, 1871 yılında politik nedenlerden dolayı Fransa’dan kaçarak Danimarka’ya sığınır. Ve küçük bir kasabada yaşayan bir din adamının iki kızına hizmetçilik yaparak hayatını sürdürür. Çorak, soğuk köyde malzeme kıt, yemekler basit ve lezzetsizdir. Babette her yıl bir piyango bileti almaktadır ve yıllar sonra talih kuşu başına konar, büyük ikramiyeyi kazanır. Ve tüm parasını, bir gece 12 kişi için hazırladığı büyük ziyafete harcayarak, Fransız mutfağının tüm inceliklerini taşıyan muhteşem bir şölen hazırlar.






ETİ SENİN, KEMİĞİ BENİM (L’Aile ou la Cuisse)

Ünlü gurme Charles Duchemin, 60’lı yaşlardadır. Gizlice ziyaret ettiği restoranlara, kendi adını taşıyan dünya çapında tanınmış rehberinde yıldız vermektedir. Emekli olup yerine oğlunu yetiştirmeyi planlar. Ancak oğlu Gérard, babasından gizli sirkte palyaçoluk yapmayı tercih eder. Duchemin ile hazır yemek dünyasının kralı Tricatel, bir televizyon programında karşı karşıya gelecektir.
Yemek sanatı üzerine yapılagelmiş filmlerin en komiklerinden biri. Özellikle Fransa’dan gelmesi çok anlamlı, çünkü bu ülke bilindiği gibi, başta Michelin dünya çapındaki lokanta kılavuzlarıyla ünlüdür. Film bir yandan Fransa gibi bir ülkede bile gemi azıya alan ‘fast food’ düşkünlüğünü, öte yandan yine Fransızların yemeğe adeta kutsal birşey gibi yaklaşmasını anlatıyor.


BELLA MARTHA

Martha, şık bir restoranın hırslı başaşçısıdır. Hayatında işinden ve yemeklerden başka hiçbir şeye ve hiç kimseye yer yoktur. Ta ki bir gün trafik kazasında hayatını kaybeden kız kardeşinin sekiz yaşındaki kızı kapısında belirene kadar... Martha işindeki başarısından ödün vermeden inatçı yeğenini yetiştirmeye çalışırken, bir “felaket” daha olur. Çalıştığı restorana yeni bir aşçı alınır. Bu aşçı, hayatı seven, özgür ruhlu Mario’dur ve ilk andan itibaren Martha niyetlerinden büyük kuşkular duyar… Ama vakit ilerledikçe Martha, Mario’nun elinde onun sahip olmadığı bir tarif olduğunu görecektir. Hayatı gerçekten yaşamanın tarifi..



BIG NIGHT

Film, restoran açmak için Amerika'ya göç etmiş olan Primo ve Secondo isimli kardeşlerin batmak üzere olan restoranlarını kurtarmak için son şansları olan büyük bir geceye hazırlıklarını anlatıyor.










Like Water For Chocolate

Anne karnındayken bile soğan kokusundan etkilenerek ağlayan Tita'nın ve ablasının evlendiği Pedro'ya olan aşkının, yemek tarifleri ve mutfak öyküleri arasında anlatılan öyküsü. 1989 yılında Meksikalı yazar Laura Esquivel tarafından yazılan romandan uyarlanmış.









TAMPOPO

Film, tır şoförü Goro’nun dul aşçısı Tampopo’ya mükemmel bir fast-food dükkanı kurabilmesi için yardım etmesini anlatıyor. Filmin içinde yine Uzakdoğu yemek kültürüne dair başka ufak hikayeler de var.










Tortilla Çorbası

Bir gurme şefi ve üç güzel kızı hakkındaki bu hayat dolu komedide Hector Elizondo muhteşem ve Raquel Welch pırıl pırıl. Kahkahalar ve romantizmle dolu Tortilla Soup'da şef Martin (Elizondo) işini çok sevmektedir. Nefis ana yemeklerden leziz tatlılara kadar her yaratımını, usta bir sanatçının yeteneği ve tutkusu ile ortaya çıkartmaktadır. Martin yemek masasında olmaktan çok mutfakta olmayı tercih etmektedir, fakat yeni komşusu komşusu (Welch) onun yemeklerinden fazlasına göz koyduğunda, ve üç tatlı kızı da yemek saatlerinde ona sürprizler yaptığında, hayatına yepyeni renkler katılmaya başlar!


YIN SHI NAN NU(Eat Drink Man Woman)

Üç yetişkin kızı ile beraber Taipei’de yaşamakta olan Chu, pazar günlerini ailesi için lezzetli yemekler hazırlayarak geçirir. Aile, her pazar akşamı Chu’nun geleneksel Çin mutfağının en güzel örnekleri ile donattığı sofranın başında toplanır. Birbirinden oldukça farklı hayatlar yaşamakta olan dörtlü, aslında hayata karşı genel bir isteksizlikle boğuşmaktadır. Bu isteksizlik onların yedikleri lezzetli yemeklerden tat almalarını da engeller. Eski bir aşçı olan Chu’nun en büyük kızı Jia-Jen, kendini Hıristiyanlığa adamış bir kimya öğretmenidir. Ortanca kızı Jia-Chien bir hava yolu şirketinde yöneticilik yapmakta ve Jia-Jen’e kıyasla oldukça dışa dönük, özgür bir hayat yaşamaktadır. Chu’nun küçük kızı Jia-Ning ise bir hamburgercide çalışarak, geleneksel Çin mutfağına bağlılığıyla dikkat çeken babası ile belirgin bir zıtlık oluşturmaktadır. Chu yaptığı yemeklerle ailesini bir arada tutmaya çalışsa da, kızlarının tek isteği kendi kişisel dünyalarına gömülmek ve evden uzaklaşmaktır. Ancak hayatlarında yaşanacak hiç beklenmedik değişiklikler, aile bireylerini kendi küçük dünyalarını terk etmeye ve birbirleriyle iletişim kurmaya zorlayacaktır.


Film izlemeyi çok seviyorum, blog olarak ta açtım ama yazmak için o kadar az vaktim var ki.Çok film izledim, izliyorum.Yemek köşemde nelerden bahsedeyim derken izlediğim yemek konulu filmler aklıma geldi. Bahsettiğim filmlerin çoğunu izledim ama izlemediklerimde çokmuş, kendim içinde faydalı bir bölüm oldu, umarım sizlerde yararlı bulursunuz.

Kıymalı Sebzeli Biber Dolması

Malzemeler:
  • 1kilo dolmalık biber
  • 2 adet domates
  • 2 adet yeşil biber
  • 200 gr az yağlı kıyma
  • Bir buçuk bardak pirinç
  • Dörttebir tutam maydanoz
  • Taze nane 2 dal yoksa 2 yemek kaşığı kuru nane
  • 1yemek kaşığı pul biber
  • 1 yemek kaşığı biber salçası
  • 2 yemek kaşığı domates salçası
  • tuz
  • 1 tatlı kaşığı karabiber
  • 1yemek kaşığı kimyon
  • 2 diş sarımsak
  • 1 büyük boy soğan
  • 4 yemek kaşığı zeytinyağ(ayçiçek yağ)
  • 4 yemek kaşığı zeytinyağ(ayçiçek yağ) (üzeri için)

  • Yapılışı:

    İç Malzemesinin:
    • Pirinçleri yıkayıp süzün.
    • Sebzeleri doğrayıp içine katın.
    • Bütün malzemeleri katın ve karıştırın.
    Dolmalık biberlerin baş kısımını ayırın ve yıkayın.
    Karnıyarık düz tencereyi alın
    Dolmaları doldurun, üzerlerinde bir parmak boşluk bırakın.
    Kapak olarak domates dilimleyip dolmaların üzerlerini kapatın.
    İsterseniz dolmaların üzerine bir tabak kapatabilirsiniz.Ama şartta değil.
    Doldurma işlemi bitti, malzemelere ek olarak 4 kaşık sıvıyağ dolmaların üzerine gezdirin.
    Dolmaların dörtte üçü miktarı su doldurun.
    Kısık ateşte pişirin.
    Çatalla bir dolmanın içine batırın ve pirinci kontrol edin piştiyse altını kapatın.
    Evinizi harika kokular saracak.
    Daha dün yaptım resim çekmeyi unuttum, başka zamana artık.
    Afiyet olsun.

    Yemekte Görgü (Adab-ı Muaşeret) Kuralları





          Görgü kuralları ya da eski tabiriyle "adab-ı muaşeret" özellikle yemek sofrasında dikkat edilen incelikleri ifade eder. Sofra adabı olarak da bilinen bu incelikler öncelikle çatal, kaşık, bıçak gibi sofra takımlarının kullanımı ile ilgilidir. Örneğin bıçak kullanırken çatal sol, bıçak sağ elle tutularak kesme işi yapılır. Masada çatal sola, kaşık ve bıçak sağa yerleştirilir. Bıçak, kaşık ile tabak arasına konur. Bıçak sağ elle tutulur ve işaret parmağı bıçağın keskin olmayan tarafına dayatılıp kesme işi yapılır. Bıçağı kullandıktan sonra masaya bırakmamalı, tabağın üst yarısına, size doğru yanlamasına ve keskin tarafı içe gelecek şekilde koymalıdır.



    Çatal ise kullanıldıktan sonra tabağın üzerine, bıçağa paralel ve soluna, çatalın sapı sağda ve ağzı yukarı doğru ya da bıçağı dik olarak konur.

    Kaşık, bıçak gibi kullanılır. Esasen kahvaltı hariç, kaşık sofrada sadece yemeğin başlangıcında çorba için gereklidir. Görgülü bir ev sahibi özel yemeklerde veya aile arasındaki yemeklerde kaşığı bıçağın sağına yerleştirir.

    Yukarıdakilerden başka masa düzeninde salata veya tatlı için çatal balık çatalı, tatlı kaşığı, buzlu içecek kaşığı, çorba ve çay kaşığı kullanılabilir.

    Salata ve çere çatalı normal yemek ,çatalından kısa olup her iki işte de kullanılabilir. Salata yemekle beraber verilecekse çatal, yemek tabağının sol, yemek çatalının iç tarafına konur. Özel yemeklerde salata çatalı yemek çatalının dış tarafına konabilir.

    Balık çatalı diğerlerine oranla daha kısa ve düz olup kaşığın sağ tarafına yerleştirilir.

    Tatlı kaşığı, tatlı tabağı içerisine konur. Fakat daha önceden de masadaki yerine konabilir.

    Çorba kaşıkları çorba tabaklarının sağ tarafında olup diğerlerine oranla en uzun saplı olanıdır.

    Büyük servis çatal ve kaşıkları, servis masalarında servis edilecek yemek tabaklarında bulunur. Tabağınıza servisi kendiniz bunlarla yapmalısınız.

    En resmi masalarda bile üçten fazla çatal ve gene üçten fazla bıçak bulundurulmaz. Ancak gerektikçe kullanılacağı yiyeceklerle beraber servis yapılır.

    Özellikle öğle veya akşam yemeklerinde, bütün konuklar için masaya önceden yerleştirilmiş bir servis tabağı bulunur. Bu tabak öteki tabaklara göre daha büyükçe olup, sonradan servis edilen tabaklar bunun üzerine konurlar.

    Salata tabakları daha çok düz ve yuvarlak olurlar. özel yemeklerde yemek, salata ile aynı tabakta servis edilebilir.

    Çorba, tatlı ve meyva tabakları, daima bir başka tabağın içinde servis edilir.

    Sürahi, bıçakların üst tarafına konur ve su bardakları, konuklar yerlerini almadan doldurulur.

    Şarap bardakları sürahinin sağına ve masanın kenarına yakın yerleştirilir.

    Peçeteler resmi olmayan yemeklerde çatalların soluna, resmi yemeklerde servis tabağının içine konur. Masaya oturonca ev sabiresi, peçeteyi alır almaz siz de onu takip etmeli ve peçeteyi sağ üst köşesinden tutarak a.çıp dizlerinize yerleştirmelisiniz. Peçeteler kullanıldıktan sonra resmi yemeklerde tabağın sağına bırakılabilir. Özel yemeklerde kağıt peçete konmuşsa, bunlar tabağın sağına bırakılır. Kağıt peçeteleri elinizde buruşturup topaç haline getirmek ayıptır. Resmi yemeklerde sofraya oturduktan sonra tabağa el sürmek veya hele garsonun işini kolaylaştırmak için ona uzatmak görgüsüzlüktür. Konuk hizmet etmez. Konuklara hizmet edilir ve esasen bu maksatla davet edilmişlerdir.

    Yemekten sonra peçetelerin katlanması, ev sahibinden bir davet daha istediğiniz anlamına geldiğinden uygun değildir. Yemek esnasında masadan kalkmak gerekirse, peçete sandalye üzerine veya masanın size ait boş yerine bırakılabilir. Peçeteye ağzını, etrafa göstermeden silmeli ve peçetenin yağlanan veya kirlenen kısımlarını diğer konuklardan gizlemeye çalışmalıdır.

    Alıntıdır.

    13 Haziran 2013 Perşembe

    Bayat Ekmeği Tazeye Dönüştürme Yöntemi

        Bu yöntemi Jamie Oliver'ın programında görmüştüm iyi ki denemişim.
    Bayat ekmeklerinizi taş gibi olsa bile atmayın, inanın bu yöntemle ısıtınca tazesinden daha taze oluyor.

    • Yağlı pişirme kağıdını bir buçuk tepsi boyunda kesin
    • Bunu bir güzel elinizde buruşturarak avuç içine alın
    • Sonra musluğun altında bir güzel ıslatın
    • Tekrar avucunuzda suyunu sıkın
    • Tepsiye yayın 
    • Tüketeceğiniz kadar bayat ekmeği içine koyun
    • Not:Ekmeklerin üzerine zeytinyağ, baharatlı (sarımsak,kuru biber,kuru domatesli, kekik)zeytinyağ,kaşar peyniri,sarımsak sürebilirsiniz, alternatif şeyler deneyebilirsiniz.Yağlı yaparsanız diğer günde aynı tazelikte oluyor.
    • Kağıdı bohça gibi üste birleştirip kıvırın 
    • 170 ısınmış fırında 10 dak. yeterli
    • Afiyet olsun.
    Kahvaltı için süper bir fikir, akşam kahvaltısı içinde.
    Bayat ekmeklerin fazlasını dilim buzluğunuza koyun.
    Dilimlenmiş koyarsanız daha pratik olur, çözülmesini beklemeden fırına koyarsanız 15 dak.tutun taze ekmeğiniz hazır.
    Resimler umarım açıklayıcı olur, mutlaka deneyin bu kadar taze durumda olduklarına şaşıracaksınız.
    Yağlı kağıdı tepsinizin bir buçuk katı kesin
    Kağıdı buruşturun


    musluk altında ıslatın avucunuzun içinde sıkın

    tepsiye yayın 
    ekmeklerinizi koyun ister yağlayın, ister dilimleyin ister tüm koyun.....
    Üstünü kapatın, buruşturabilirsiniz
                                       

    Fırında Sade Ekmek Yapımı

    Malzemeler:

    • 1adet yaş maya (yada kuru maya)
    • 1kilo un
    • tuz
    • Ilık su
    Yapılışı:

    1. Çukur bir kap içine mayayı bir su bardağı ılık su ilave ederek karıştırın
    2. Mayanın üzerine unu eleyerek ilave edin 
    3. Tuzu ekleyin
    4. Oldukça cıvık ele yapışan kek hamurundan daha koyu bir hamur elde edin.
    5. Sıvı yağ ile yağlanmış tepsiye hamuru yayın.
    6. Tepsinin üzerine streç, başka bir tepsi ve örtü sererek mayalanmaya bırakın 
    7. Mayalanan hamuru yaklaşık 170 derecede içi pişene kadar pişirin.(kürdanı batırdığınız da kürdana hamur bulaşmadan çıkmışsa pişmiş demektir.
    8. Piştikten sonra tepsiyi bir örtü üzerine ters çevirin 15 dak. dinlendirin.
    9. Ekmeği tepsiden ayırın
    10. soğuduktan sonra dilimleyin.
    11. Sıcakken içine tereyağ ve peynir yanında da çayla süper gider 
    12. Ekmeğin fazlasını dilimleyip, buz dolabı poşetlerine koyup buzlukta uzun süre saklayabilirsiniz, sonrasında ısıtıp tüketin.
    13. Afiyet olsun.
    14. İnşallah yaptığımda resimlemeyi unutmazsam sizlerle paylaşırım.

    Yemek Masası Dekorasyonları

           

         Yemek masalarınızı güzelleştirin.Size fikir olacak şahane görüntüler var, ayrıca evlenecekler içinde masa süslemesi için fikir olacağını düşünüyorum.İyi seyirler.Alıntıdır.